“Canavar” tanımı yüzyıllar boyunca tartışmalara yol açmıştır. Bu durum Büyüzooloji’ ye yeni başlayan bazı öğrencileri hayrete düşürecek olsa da, bir an durup üç sihirli yaratık türünü göz önüne alacak olursak, soru n biraz daha netlik kazanır.
Kurtadamlar vakitlerinin çoğunu insan olarak geçirirler (ister büyücü olsun ister Muggle). Ama ayda bir kere, öldürmeye niyertli ve hiçbir insani vicdana sahip olmayan vahşi, dört bacaklı canavara dönüşürler.
At-adamların alışkanlıkları insanlarınkine benzemez; yabanıl doğa içinde yaşar, giyinmeyi reddeder, hem büyücülerden hem de Muggle’ lardan uzak durmayı tercih ederler. Oysa zekaları onlarınkine denktir.
İnsan görünüşüne sahip olan, iki bacakları üzerinde yürüyen ifritlere gelince, kendilerine birkaç basit kelime öğretebilse de, en kalın kafalı at-adam kadar bile zekaları yoktur ve şaşılacak ölçüdeki olağanüstü kuvvetlerinin dışında, kendilerine özgü hiçbir sihir gücüne sahip değldirler.
Şimdi kendimize soruyoruz: Bu yaratıklardan hangisi “varlıktır” –yani, yasal haklara layık, sihir dünyasının yönetilmesinde söz hakkı olacak bir yaratıktır- ve hangisi bir canavardır?
Hangi sihirli yaratığın diye adlandırılması gerektiğine yönelik ilk çabalar son derece üstünkörüydü.